Dolapdere’de “Kültürel” Bir Dönüşüm

Dolapdere’de “Kültürel” Bir Dönüşüm

Dolapdere’de “Kültürel” Bir Dönüşüm

Tarlabaşı, Osmanbey, Kurtuluş ve Osmanbey’in kesişiminde yer alan Dolapdere hiç kuşkusuz oldukça merkezi bir alan.  Muhitin güncel sakinleri, çoğunlukla Rumların geride bırakmak zorunda kaldığı evlere yerleşen Romanlar ve 1980’den sonraki zorunlu göçlerle bölgeye gelen Kürtlerdir. 1988 yılında Tarlabaşı Bulvarı’nın inşasının ardından Beyoğlu merkezinden kopan Dolapdere zamanla terk edilmiş bir bölge haline gelir. Öte yandan yoksullar için Dolapdere merkeziliği ve kayıtdışı işlere yakınlığı bakımından avantajlı bir yerdir; bölgedeki akrabalık ilişkileri ise bu bölgeye yerleşmek ve gündelik hayatın işleyişi konusunda işleri kolaylaştırır.

2000’lerin başında Bilgi Üniversitesi’nin bölgeye gelişi önemli bir dönüşümün mihenk taşı olur. Dolapdere aksı Tarlabaşı 360, Piyalepaşa İstanbul Projesi, Beyoğlu Kültür Yolu gibi farklı kurumsal karakteristiklere sahip kentsel projeler, Pangaltı-Dolapdere-Piyalepaşa boyunca konumlanan bir dizi otel ve Arter, Evliyagil Dolapdere, Dirimart, Pilevneli Galeri gibi sanat kurumlarının da açılmasıyla hiç uğranmayan ya da önünden geçilip giden bir yer olmaktan çıkar ve son moda bir kültür sanat merkezi haline gelir.

Dolapdere’deki sanat mekanları üzerine düşündüğümüzde kuşkuşuz Vehbi Koç Vakfı’na bağlı Arter Çağdaş Sanat Müzesi’nin bölgeye geleceğinin haberlerinin yayılması ateşin fitillenme anına işaret eder. Müze 2010 yılından 2019 yılına kadar Beyoğlu’nda varlığını sürdürmekteyken Dolapdere’ye taşınmadan önce 2018 yılında YADA Vakfı tarafından hazırlanmış kapsamlı bir rapor mevcut. Araştırma raporu Dolapdere’nin tarihi, demografik yapısı, ekonomik ve kentsel dönüşümünün yanı sıra mahallenin müzeye dair algısı ve beklentileri gibi konuları içerir. Rapor bölgenin bir “transit bölge” olduğunu, sakinlerinin derin bir topluluk hissi geliştiremediğini ve burayı geçici bir ortam olarak gördüğünü vurgular ve Dolapdere sakinlerinin sağlam bir topluluk kimliği ve dayanışmasından yoksun olması nedeniyle bölgenin kendi kültürel niteliklerini paylaşmayanlara açık olduğunu da öne sürer.

 Dolapdere’de yer alan ve Arter ile aynı cadde üzerinde konumlanan bir diğer önemli sanat mekânı Pilevneli Galeri’nin sahibi Murat Pilevneli ise verdiği bir röportajda bölgenin kent merkezine yakınlığına vurgu yapar ve ARTER’in bölgeye taşınacağına dair haberin yayılmasıyla buranın nasıl bir çekim merkezi haline geleceğine vaatlerin de arttığının altını çizer. Galerinin mimarisi üzerine düşünüldüğünde “Çarpık Kentleşmenin İçinde Bir Çağdaş Sanat Galerisi: Pilevneli Galeri” (2022) isimli yazıda dışarının görünmesini mümkün kılan ve “sokak silüetinden bazı kareleri içeri mekanlara aktaran” dikdörtgensel açıklıklarının mahalleyle ilişkiyi güçlendirdiği belirtilirken aynı zamanda bu dar açıklıkların, mekânı ziyarete gelen veya önünden geçen insanlarda merak uyandırması hedeflenir.

Dolapdere’ye dair bir diğer önemli unsur ise Pilevneli Galeri ve Arter’in komşusu,  Irmak Caddesi paralelinde yatay olarak Mirmiran Sokak üzerinde ve bu sokağı kesen Kasap Hürşit Sokak, Hacı İlbey Sokak, Fitil Sokak, Katmerli Sokak boyunca dikey olarak yayılmaya devam eden Dolapdere Bit Pazarı’dır. Pandemi öncesi Cumartesi öğleden sonra kurulup Pazar günü de devam eden bit Pazarı pandemiden sonra Pazar sabahı kurulup akşamüstü toplanır. Pazar 2002’den beri şu an bulunduğu bölgede kuruluyor, 1999 yılında Topkapı Bit Pazarı’nın kapanması, buradaki tezgahların Dolapdere’ye taşınmasına ve bit pazarının kurulması sürecine öncülük ediyor. Bu pazarı semt pazarlarından ayıran özellik doğrudan mahalleli tarafından örgütlenen bir pazar olması. Bit pazarları kent yoksullarının hayatta kalmak için hızlıca giriş yapabildikleri, toplayıcılık gibi pratiklerle edindiği nesneleri satarak para kazanabildikleri enformel pazarlar. Bu sebeple, burada satış yapmak hayatta kalmanın en hızlı fakat en güvencesiz biçimini oluşturur. Bu pazarların alıcı kitlesini de (kent maceracıları, öğrenciler ve antika meraklıları dışında) çoğunlukla kent yoksulları oluşturur. Ancak Dolapdere bölgesinde de bir süredir devam eden soylulaştırma sürecinin bir parçası olarak Dolapdere Bit Pazarı’nın yerinden edileceği ya da kapatılacağı endişesi bir süredir özellikle satıcıların dile getirdiği bir konu. Pazarın hem alanının hem de kurulu olduğu zaman diliminin daralması da belki bu endişenin en somut kanıtlarından biri.