Haylayf Pastanesi: 6-7 Eylül Pogromunun Tanıklığından Mekânsal Dönüşüme
Bir Rum pastanesi olan Haylayf Pastanesi, vaktiyle kendine has tatlıları ve pastanenin adıyla anılan “Haylayf tatlısı” ile tanınan bir pastanedir. Supangle (soupe anglaise) ve sütlü tatlıları çok sevilen bu pastane, pastaneleri ile ünlü semtin de gözde mekanlarından biridir. Levanten bir baba ve Rum bir annenin oğlu olarak İstanbul’da doğan ve yaşayan yazar Giovanni Scagnomillo, Bir Levantenin Beyoğlu Anıları kitabında Haylayf Pastanesine dair anılarını şu sözlerle aktarır:
“Azıcık Paris pastanelerini andırırdı. Geniş camekanları, yuvarlak masaları, sessiz orta yaşlı, beyaz ceketli ölçülü garsonlarıyla… Ailece Feriköy’deki Latin Katolik Mezarlığı’na gittiğimizde ister Ölüler Günü’nde ister bir pazar günü, dönüşte orada bir mola verirdik.”
***
Haylayf Pastanesi, 6-7 Eylül Pogromunun yaşandığı 1955 yılına kadar semtin gözde pastanesi olmayı sürdürür. Pastane, Pogromda saldırıya uğrayan ilk mekân olarak bilinir. Pogromun yaşandığı 6 Eylül 1955’te, saat 19:00 civarında, kalabalık bir grubun saldırı için ilk hedefi Haylayf Pastanesi olur. Daha sonra bu kalabalık grup başta Beyoğlu olmak üzere Kumkapı, Samatya, Yedikule gibi kentteki pek çok yeri yakıp, yağmalayıp, yok edilir. Başta Rumlara ait yapılar olmak üzere gayrimüslim topluluklara ait ev, işyeri, fabrika, otel, kilise, sinagog, manastır, okul saldırının hedefi olur. Haylayf Pastanesi, İstanbul’da saldırıya uğrayan 5.317 mekândan biri ve ilkidir.
***
Bir zamanların bu gözde mekânının yerinde bugünlerde ise Ramada Oteli bulunuyor. Pangaltı’nın hemen girişinde, Halaskargazi Caddesi üzerinde yer alan Ramada Oteli, Haylayf Pastanesi’nin yanı sıra semtin hafıza katmanında yer edinen Pangaltı Hamamı, Tunç Kafeterya ve Tan Sineması gibi mekanların yıkımı üzerine inşa edilir. Bu alanda, restorasyon ve yeniden inşa amacıyla yaşandığı söylenen yıkımların ardından otel inşaatı baş gösterir.
***
Haylayf Pastanesinin mekânsal tanıklığı ve geçirdiği dönüşüm (artık var olmayarak), sebepleri, etkileri ve sonuçları farklılık arz etse de geçmişin izleri silinerek yaşanan bu yıkımlar arasında nasıl bir ilişki kurmamız gerektiği sorusunu açık bırakıyor. Yeni kurulan cumhuriyet rejiminin ekonomiden toplumsal, sosyal ve kültürel hayata dek pek çok alanı Türkleştirmek için başvurduğu şiddet politikaları beraberinde yıkımları getirir. 80’li yıllardan sonra Türkiye’nin benimsediği neoliberal politikalarla birlikte kent mekanını sermaye birikim sürecinin aracı kılmasıyla ortaya çıkan kentsel dönüşüm uygulamaları ise özellikle bu yıkımlar üzerine inşa edilir.
Kaynakça:
Dilek Güven, Cumhuriyet Dönemi Azınlık Politikaları Bağlamında 6-7 Eylül Olayları, çev. Bahar Şahin, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul: 2005.
Giovanni Scagnomillo, Bir Levantenin Beyoğlu Anıları, Metis Yayınları, İstanbul: 1990.
Not: Haylayf Pastanesi hakkında çok az bilgi bulunmakta. Bu sebeple hala araştırma yapılmayı bekleyen konulardan biri. Pastane, 6-7 Eylül Pogromuna dair yazılan araştırma, tanıklık ya da anlatı metinlerde saldırıya uğrayan ilk mekân olarak söz edilir. Bknz: https://politikaatlasi.com/2020/04/26/6-7-eylul-olaylarinin-golgesinde-bir-pastane-hay-layf-pastanesi/ ve https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/84039/6-7-eylul-1955-affet-ama-asla-unutma, son erişim tarihi: 29 Temmuz 2024.






