Yahudhane

Yahudhane

Yahudhane

 

Yahudhaneler, dar gelirli Yahudilerin ekonomik ve konut sıkıntısı gibi sebeplerle bir arada yaşamak üzere inşa ettikleri çok katlı yapılardır. Genellikle 8-10 metrekarelik birçok küçük odadan oluşan ve tuvalet, banyo, mutfak gibi alanların ortak kullanıldığı bu yapılarda, aile fertlerinin yaşadığı odaların dışındaki odalar gelir elde etme amacıyla kiralanmaktadır. Ayrıca Yahudhanelerin farklı amaçlarla da inşa edildiği bilinmektedir. Kimi zaman dar gelirli Yahudilere destek amacıyla Cemaat Vakıfları tarafından kimi zaman da gelir etme amacıyla Müslüman “girişimciler” tarafından Yahudhaneler inşa edilmiştir. Toplu yaşam alanları olma özelliği taşıması sebebiyle Yahudhaneler, toplu konut örneği olarak günümüzdeki apartmanların “ilkel” bir formudur.

 

Yahudilerin yaşadığı mekân anlamında kullanılan Yahudhane sözcüğünün yerine Yahudi toplumu tarafından kortejo kelimesi de kullanılmaktadır. Bazı kaynaklara göre ise kortejolar aslında Yahudhanelerin özel bir türüdür. Kortejo, Judeo-İspanyol (Ladino) dilinde avlu anlamına gelmektedir. Kortejolar, ortak paylaşım ve kullanım alanlarının bir iç avluda yer aldığı, bu avlunun aynı zamanda sosyalleşme işlevi gördüğü yapılardır. En tipik örneklerinin İzmir’de görüldüğü kortejo tipi yapılara İstanbul’da rastlamak ise pek mümkün değildir. Bunun önemli sebeplerinden birinin İstanbul’daki Yahudhanelerin ahşap yapılı olması gösterilir. Bu ahşap yapılar, içerisinde barındırdığı toplu yaşamlar sebebiyle sık sık yangınlarla karşı karşıya kalmış ve pek çoğu günümüze ulaşamamıştır. Barındırdığı toplu yaşam alanları sebebiyle Yahudhaneler, çoğu zaman yangın ve salgın hastalıkların merkezi olarak görülmüştür. Bu sebeple de bu yapıların varlığına sınırlamalar getirilmiştir.

 

Haliç’in iki yakası olan Balat ve Hasköy semtleri uzun yıllar İstanbul Yahudilerinin önemli bir kısmına ev sahipliği yapmıştır. Balat semti İstanbul Yahudilerinin yaşadığı en eski yerleşim yerlerinden biri olsa da bu semtlerde yaşayan Yahudi toplumunun önemli bir kısmının geçmişi aslında 15. Yüzyıldan sonra Avrupa’dan Osmanlı’ya göç etmek zorunda kalan Yahudilere dayanır. İstanbul’un fethinin ardından dönemin Osmanlı İmparatorluğu’nun iskân politikalarından ötürü bu semtlere Balkan Yahudileri göç ettirildi. Ayrıca İspanya ve Portekiz’de yaşadıkları baskıdan dolayı Osmanlı’ya göç etmek zorunda kalan (Sultan II. Bayezid’in 1492 yılındaki daveti üzerine) Sefarad Yahudilerinin önemli bir kısmı Balat, Fener ve Galata gibi semtlere yerleştirildi.

 

Bu semtlere yerleşen Yahudilerin konut sıkıntıları ile karşılaşmaları ve büyük çoğunluğunun ekonomik olarak gelir seviyelerin düşük olması, toplu yaşam alanları olan Yahudhanelerin inşasının önünü açmıştır. Ayrıca göç etmek zorunda kaldıkları Avrupa’da karşılaştıkları dinsel ve toplumsal baskılar nedeniyle Yahudilerin içe kapanık bir yaşam benimsemeleri, Yahudhanelerde toplu bir yaşamı tercih etmelerine sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla Yahudilerin kendilerine özgü yaşam ve mimari anlayışlarını yansıtan Yahudhaneler, Yahudi toplumunun ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamına dair önemli izler taşır.

 

Bir dönem Yahudi nüfusunun yoğun yaşadığı Balat ve Hasköy gibi semtlerde Yahudi varlığının izlerine rastlamak artık neredeyse mümkün değil. Bu yokluğun en büyük sebebi, 20 Kur’a Nafıa Askerliği (20 Kur’a İhtiyatlar Olayı) olarak bilinen 27 ve 40 yaş aralığındaki Ermeni, Rum ve Yahudi erkeklerin askerlik hizmeti adı altında yol, köprü gibi inşaatlarda çalıştırılması (Nisan 1941’den Temmuz 1942’e kadar), Varlık Vergisi (1942) ve 6-7 Eylül Pogromu (1955) olaylarıyla Yahudi toplumunun mülksüzleştirilmesi ve zorla yerinden edilmesidir. Tüm bu farklı şiddet olayları sebebiyle bu semtlerde yaşamını sürdürmekte güçlük çeken Yahudilerin bir kısmı, İsrail devletinin kurulmasının (1948) ardından İsrail’e göç etmeyi seçti. Geçtiğimiz yüzyılın başlarına kadar 25 bin olarak ifade edilen bu semtlerdeki Yahudi nüfusu, yaşanan şiddet olaylarının yarattığı zorunlu göçler sebebiyle giderek azalmıştır.

 

Balat ve Hasköy’ün geçmişten günümüze sosyal ve kültürel değişiminin en önemli göstergelerden biri de böylesi mekanların bugünkü kullanım biçimleridir. Araştırma için ziyaret ettiğimiz semtlerde bu yapıların bazılarının dini cemaatler tarafından medrese ya da belediye tarafından toplum merkezi olarak kullanıldığını gördük. “Metruk” yapıların da olduğu bu yapılar içerisinde hala mesken olarak kullanılanlar da var. Bu semtler henüz “turistik bir cazibe mekânı” olmadan önce kentsel yıkımın en fazla olduğu yerler olması sebebiyle toplumun en alttaki kesiminin yaşamayı “tercih” ettiği yerlerdi. Bu anlamda bu mekanlarda ikamet eden özneler açısından anlatı pek değişmiş sayılmaz.

 

Nitekim Hasköy Beraberlik sokaktaki Yahudhaneyi kayıt altına alırken karşılaştığımız ve yapının şimdiki sakini olan mülteci aile, bizlere bir yandan mekân hakkında bilgi verirken bir yandan da burada yaşamanın ne kadar zorlu olduğundan bahsetti. Hasköy’ün eski sakinleri tarafından yapının etraftaki diğer yapılardan ihtişamıyla öne çıkmasının hala anlatıldığını dile getirirken şimdilerde ise yapının hem dış cephesinin hem de içinin harap bir halde olduğunu ifade etti. Kiralarının ucuz olması ve civarda yaşayan çok fazla tanıdıklarının olması sebebiyle burada ikamet ettiklerini belirtti. Görünüşe bakılırsa bu yapılarda ikamet eden özneler değişse de mekânsal olarak anlatılar arasında hala bir süreklilik olduğunu söylemek mümkün.

 

Not: Araştırma sürecinde kayıt altına aldığımız Balat ve Hasköy’deki bu yapılar, kimi kaynaklara göre Yahudhane, kimi kaynaklara göre ise bu yapılar aslında Yahudilerin yaşadığı konutlar olması sebebiyle Yahudhane olduğu düşünülen yapılardır. Kaynaklardaki bu ihtilaf için aşağıda da yer verdiğimiz Şalom Gazetesi’ndeki yazılara ve kaybolma tehlikesi altındaki kültür envanterlerini kayıt altına https://kulturenvanteri.com/tr/arastir/d/?_ara=yahudhane bakılabilir. Biz ise Balat ve Hasköy’de Yahudilerin yoğun yaşadığı mahalle ve sokaklara, buralardaki yapıların mimari özellikleri açısından benzerliklerine ve yapılardaki izlerden hareketle bu dosyayı hazırladık. Diğer Kaynaklar: Suzan Nana Tarablus, Çek Kayıkçı Balat’a, Varlık yay., İstanbul: 2021. Murat Belge, İstanbul’un Gezi Rehberi, İletişim yay., İstanbul:2018. Utku Saruhan, Unutulmuş Toplu Mülkiyet Formları: Yahudhaneler ve Kortejolar, Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi, 2020, s.205-224. Şalom Gazetesi; https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/100396/Istanbulacuteda-yahudi-cemaatinin-yasam-alanlari-2–galata-ve-balat, erişim tarihi: 13.01.2024. https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/100914/bir-toplu-konut-ornegi-olarak-yahudhaneler-kortejolar, erişim tarihi: 13. 01.2024. https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/92817/-bir-zamanlar-balatta-yahudiler-yasardi erişim tarihi: 13.01.2024. Avlaremoz Gazetesi: https://www.avlaremoz.com/2020/12/20/haskoy-halic-postasi/ erişim tarihi: 13.01.2024. https://www.avlaremoz.com/2017/03/31/halicin-kaybolan-yahudileri-ortakoylu-mison/ erişim tarihi: 13.01.2024.